Sergi, “matbaa” odaklı bir çalışma çevresinde o matbaanın varedicisi olan insanı, Lokman’ı, eksen alarak yaratılmış ve yaratılmakta olan bir “dünya”nın gerçek malzemelerini içeriyor. O dünyayı sergi mekanında yeniden kuruyor.
Serginin öznesi, matbaayı kurarken böyle bir dünyayı da kuran kişi. “Lokman:” Onun matbaa ile birlikte ve içiçe kurduğu dünya, ya da o kişinin bir matbaa çevresinde amaçlayarak/amaçlamayarak biriktirdiği dünya.
Onun okudukları, baktıkları, konuştukları, anlattıkları, yaptıkları, denedikleri, tasarladıkları, ürettikleri, çiçekleri, balıkları, her türden nesneleri... Eski kitaplardan kendi gerçekleştirdiği basılı malzemeye, oradan sukabaklarına, vitrin mankenlerine kadar tek başına ve birlikte anlamı sorgulanabilir herşey... Veya ancak onları bir araya getiren özne bağlamında düşünülürse anlamlı olan karmaşık ve çelişik bir birikim.
İşte o dünyanın tüm malzemeleri kendi mekanlarından çıkıyor ve bu sergi mekanında, alıştıkları, yabancılık çekmeyecekleri bir şekilde tekrar biraraya geliyor.