KURULUM

METİN

Mustafa Horasan son üç yılın çalışmalarını “Kontrol Odası” adlı sergi ile 5 Eylül – 11 Ekim 2007 tarihleri arasında Millî Reasürans Sanat Galerisi’nde sergiliyor.

Sergi için Türkçe ve İngilizce bir kitap hazırlandı.

Mustafa Horasan “Kontrol Odası” adını taşıyan sergiyle izleyicileri iki farklı dünyaya götürüyor: İlki dış dünyada tanık olduğu gündelik yaşamın kurgusuz olarak video aracılığıyla yansıttığı dünya. Diğer dünya ise Horasan tarafından kurgulanan, yaratılan fantastik dünyanın tuval üzerindeki görüntüleri.

Sanatçı bundan önceki sergilerinde başkalarının çektiği imajları kullanırken bu sergide ilk kez kendisi tarafından çekilen fotoğrafları inkjet baskı tekniğiyle izleyiciye sunuyor. Kurgunun (tuval) ve kurguya yer bırakmayan (fotoğraf) yapıtların ilk kez bir araya gelerek sergilenmesiyle ilgili olarak Horasan: “Daha önce göstermek istediklerimin altını çiziyordum. Şimdi bunlara anı yakalayan, donduran imgeler eklendi. Bu süreçte hayatın üzerimizde bıraktığı etki, bizim etkilediğimiz veya etki ederek değiştirdiğimiz durumlarla ilgili tanımladığım sürecin yapıtlara yansıması; kimini öne çıkararak ya da geri çekerek, birbiri ile ilişkili olanları yan yana dizerek bir kontrol mekanizmasını oluşturdu.”

Sergi, Levent Çalıkoğlu’nun değerlendirmesiyle, işi imge kurmak olan bir ressamın kendi tarihi ile hesaplaşması kapsamında, bir sanatçının kendine yabancılaştığı ölçüde kendini keşfetmesi, üslubunu ve belleğinde yer eden imgeleri yeni baştan inşa etmesi bakımından sanatçının kariyerinde önemli bir yere sahip.

Mustafa Horasan, insanoğlunun doğa ve diğer canlılarla olan sert ve yabanıl ilişkilerini, kötülüğün insanoğlunun içine nasıl yerleştiğini, belleğin ve bedenin kötülük karşısındaki çaresizliğini, her alanda akıldışı kirlenmenin var olduğu, her şeyin belirsizleştiği alacakaranlık bir çağda insanın dağılışını, bedenin çaresizliğini, başkalaşımını ve acıyı sorgulayan tutumuyla Türk resmi içinde özel bir yere sahiptir. Mustafa Horasan bu dış “gerçekliği”, resimsel planda geniş bir imge-figür dünyasını kurgulayarak ve tuval üzerinde bunları çarpıcı, kendine özgü bir “samimiyet, korku, sıkışmışlık, çaresizlik” içinde “açık sözlü” bir şekilde ortaya koyarken, bir bakıma bu gerçeklik içinde bir sanatçı olarak yerini ve konumunu da sorgular, hemen her sergisinde bir sorunsal etrafında odaklanarak kendi tarihini de oluşturur. Serginin sunum yazısında Levent Çalıkoğlu’nun değerlendirmesiyle; “Horasan’ı kuşağının sanatçılarından ayıran en büyük özelliği, figür sorunsalına pornografik bir sertlikle yaklaşmasıdır. Her ne kadar bu sertlik bedenlerin kamburumsu, ters-yüz edilmiş, protezle bütünleşmiş bir özelliği olarak belirse de bu yaklaşım anlam düzeyindedir.”

Mustafa Horasan, Millî Reasürans Sanat Galerisi’ndeki sergisinde kişisel sanat serüveni içinde biriktirdiği imge ve üslupları, kendi çektiği dijital baskılar üzerinde yaptığı müdahalelerle, erken dönem resimlerindeki mutasyona uğramış bedenlerin çizgisel olarak yeniden var edilmesi, sanatçının grafik temelinden gelen yazı-imge birlikteliğinin daha belirginleşmesi gibi yeni ifade biçimlerini yeniden kurgularken, bir bakıma kendi kişisel sanat geçmişi ile bugün arasındaki ilişkileri de sorguluyor.

Mustafa Horasan’ın Millî Reasürans Sanat Galerisi’ndeki sergisi 5 Eylül – 11 Ekim 2007 tarihleri arasında izlenebilir.

ESERLER

BASINDAN