KURULUM

METİN

Kelebek Etkisi

Kadri Özayten külliyatının retrospektif analizidir. 1970’lerden 2000 yılının başına kadar uzanan ve desenleri, baskılarının yanı sıra kolajları ve video çalışmalarınından örnekler sunan sergi, estetik ve düşünsel meseleleri güçlü bir şekilde dengeleyek sanat ve politikayı birbirine ilişkilendirmeyi bilen olağanüstü bir sanatçının çalışmasına dair bir anlayış sunuyor.

Millî Reasürans Sanat Galerisi’deki sergi ve ona eşlik eden katalog kronolojik düzende kurgulandı. 1970'lerin başından itibaren Kadri Özayten'in çalışması esasen kendi hayat hikayesine dayanan resim ve baskılarla belirlenir. Burada, duygu güdülü figüratif parçalar kişisel hayatını yansıtır. Ayrıca bu süre zarfında, sanatçının Anadolu ikonografisine olan ilgisi, geleneksel motiflerin modern estetikle kombinasyonu ile tanınabilir. Daha sonra, 1980'lerde ürettiği işleri sosyo-politik olayların neden olduğu kişisel travmalarla şekillenir. Burada, oldukça karanlık bir renk aralığının yanı sıra isimsiz, gözleri bağlı figürler genellikle geniş ve anonim manzaralarda karşımıza çıkar. Özayten’in kompozisyon algısı ve başkahramanına uyguladığı resimsel yaklaşımı yalınlaştırma, mimalize etme ve soyutlamaya yöneliktir. Bu aşama, sanatçının erken dönem çalışmaları ile daha sonra 1990’larda yaptığı, Balkan ve Körfez Savaşları’nın yanı sıra sosyal ve politik ulusal çatışmalara doğrudan tepki gösterdiği, genellikle disiplinlerarası çalışmaları arasında bir ara durak olarak da anlaşılabilir. Bu aynı zamanda Kadri Özayten’in resimlerinin yanı sıra kolaj, zaman ve mekana özgü yerleştirmeler ile Fluxus ve onun süreç odaklı üretim metodlarından etkilenmiş eserlere ağırlık verdiği bir dönemdir. Bu dönemde nesnesiz sanat ve video sanatı üzerine yaptığı deneyler de bulunmaktadır. Öte yandan 1990’lar Özayten’in külliyatının ana sembollerinin ortaya çıktığı bir süreçtir: Kelebekler, çakıl taşları, kağıttan uçaklar ve kamuflaj dokusu onun umut ve savaş karşıtı kişisel ikonası haline gelmiştir. Nitekim, savaş ve krizin sanatçının etrafındaki dünyayı sarstığı bu son derece gergin dönemde, güçlü sosyo-politik ilgisi ve samimi insancıl görev duygusu işini ileriye taşıyan ana güçlerdir. 2000 sonrasında sanatçı tekrar resime odaklanır ve 40 senelik araştırma ve yoğun çalışmasının sanatsal çabalarını özetlediği, büyük eserlerden oluşan önemli bir seri üretir.

Küratöryel araştırmam için kapsamlı bir arşiv incelemesi yapmanın yanı sıra Kadri Özayten’i tanıyan pek çok sanatçı ve iş arkadaşı ile görüştüm. Tamamı onun hakkında üç önemli özelliğini ortaya koydu: Çok nazik bir insan ve akademide çok iyi bir öğretmen olmanın dışında, Özayten yeniliğin ve araştırmanın önemini bilen zeki ve çalışkan bir sanatçıydı. Yaşam ve sanata yönelik eleştirel ama hümanist tutumu, sürekli bir merak ve deneyleme sevgisi ile karşılaştırıldığında, Özayten’in külliyatı Türkiye'deki güncel sanat tarihi içinde büyük bir önem kazanıyor.

Marcus Graf

“Sanat insanın bir gereksinmesi, dünyayı tanıması, kendini aşması, daha anlamlı bir çevrenin oluşmasına katkıda bulunmasıdır. İnsanın dünya ile ilişki kurabilmesi, tüm insan olmak istemesi, yalnız us yoluyla, düşüncelerle değil, duygularla, sezgilerle de gelişir.”*

Kadri Özayten yalnızca sanatçı kimliği ile değil yenilikçi bir akademisyen olarak 1990’lı yıllarda yetişen ve günümüzde de pratiğine aktif biçimde devam eden bir nesil sanatçı kuşağını etkilemiş, onları çağdaş sanat pratikleriyle karşılaştırmış, postmodern düşünme, güncel, kavramsal ve eleştirel üretme yönünde cesaretlendirmiştir. Bireysel sanat pratiğinde ‘kariyerist’ bir tavırdan hep uzak kalarak mütevazi bir minvalde üretmeyi tercih eden Kadri Özayten, öğrencilerine yalnızca akademisyenlik sürecinde değil aydınlatıcı desteğini yaşamı boyunca sürdürmüştür. Kadri Özayten’in öğrencilerine sıkça tekrarladığı gibi “sanatçı, en genel ifadeyle çağının tanığıdır”. Çağdaş sanatçı ise geçmişe oranla çok daha gelişmiş bir siyasal ve toplumsal bir bilinç içindedir, böyle olmakla yükümlüdür. Ne var ki, bugünün ‘şimdi’sinde insan ne kadar özgürdür, sanat ne kadar cesur? Kadri Özayten’in resimlerinde özgür ama vaktinden önce ölen kelebek ruhlar hala uçmaktadır, kendinden sonra gelenlerin de kısacık bir özgürlüğe sahip olacağını bilerek... Çünkü sanat uzun ama yaşam kısadır.”

Derya Yücel

*Kadri Özayten, Ders notlarından, 1996, MÜGSF Resim Bölümü

ESERLER

KİTAP

KELEBEK ETKİSİ

Yayınlayan Millî Reasürans T.A.Ş

1.Baskı, 1000 adet

ISBN 978-605-2391-11-2

Organizasyon Millî Reasürans Sanat Galerisi

Küratör Marcus Graf

Yardımcı Küratör Melike Bayık

Asistan Küratör Öykü Demirci, Beyza Demircioğlu

Metin Derya Yücel

Röportaj Evrim Altuğ

Çeviri Ezgi Ceren Kayırıcı

Fotoğraf Studio Majo / Engin Gerçek

Grafik Tasarım Timuçin Unan + Crew

Baskı Öncesi ve Baskı Mas Mataacılık San. Ve Tic. A.Ş.

UYARI

Bu İnternet Sitesi içeriğinde yer alan tüm yayınlar Milli Reasürans Sanat Galerisi'ne ait olup izin alınmaksızın kısmen veya tamamen kopyalanamaz, başka bir yere taşınamaz, her ne şekilde olursa olsun yayımlanamaz ve kaynak gösterilmeksizin kullanılamaz. Bu hususu ihlal eden kişiler hakkında 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan hukuki ve cezai yaptırımlar uygulanarak yasal işlemler başlatılır.

SÖYLEŞİ

BASINDAN